Pages

7 Eylül 2012 Cuma

Fedakarlık ve Feragatlık

Başlığa baktığımızda bu iki kelime hem yazılış bakımından hem de anlam bakımından birbirlerine benziyor olsada, gerçekte farklı kavramlardır. Bu farklılığı beşeri ilişkilerimizden yola çıkarak örneklemelerle dilimiz döndüğü ve klavye tuşları aşınmadığı sürece yazacağız.

Bir şahıs, işinde çalışıyor yıllarca ancak kurum içi yapılanmadan dolayı bulunduğu pozisyondan daha alt bir konuma geçmesi arzulanmaktadır çünkü onun çalışma arkadaşlarından biri daha layık görülmüştür, hal böyle olunca profesyonelliği baz alarak çalışmış bu şahısa, bu rotasyon haberinin psikolojik olarak çeşitli ortamlarda fısıltı gazetesi ile duyulmaktansa direk birinci ağızdan bunu söylemenin daha uygun olunacağını düşünen yetkililer, o şahıs müdürün odasına çağrılarak konu arz edilir ve o kişi anlayış gösterir alınan karara dolayısyla kurumun prensipleri gereğide bu şahıs bir üst amrine ve kuruma saygınlığından dolayı feraget edyorum diyerek işlerin daha rutin yürümesini sağlar.

Fedakarlık ise daha basit düşünülebilsede aslında vicdanen ve manevi bir tepe noktası vardır.Belki klişe bir örnek olacak ancak, bir aile düşünün akşam yemeğinde yeterli miktarda ekmek-aş yok ama ebeveynler bilhassa evin anası, evlatlarım yesin, karnı doysun diyerek : .."benim canım almıyor tokum yiyin siz çocuğum.."diyebilen kişi sevdikleri için  kendi rızasıyla hakkından vazgeçebilmektir fedakarlık.


Sevdiğimize-sevdiklerimizle yaşadığımız bir problem sonrası onları cezalandırmak,hırsımızı almak gibi duygulara kapılmamak gerek. Anadolu tabiriyle pire için yorgan yakarak önce kendimize sonra sevdiklerimize zarar vermiş oluruz. Örf-adetlerimizle övündüğümüz bu toplumda maalesef artık bu gelenekler maddi çıkarlar uğruna ya da sosyal bir tepki alırım adına uygulanmıyor. Aslında çıkarımızda olsa bunlarda fedakarlık ve feragatlık edip bu güzel ananeler uygulanmalıdır.

Fedakarlıkta sevgi öne çıkarken, feragatlıkta ise saygı öne çıkmaktadır.

Bu iki özel eylemin, duygunun; kadın-erkek ilişkilerinde, aile yaşantısında ve iş hayatında mutluluğu,huzuru yakalamak adına; sürdürülebilirliği sağlamak ve sağ duyulu davranarak insanların kötü bir huyu olan kendi egoları ile baş etmek için, bu kavramlar cidden benimsenmelidir ve yaşamlarında uygulamalıdırlar. Ancak bunun sözde değil özde olması gerekir ki, söz konusu kavraamların beşeri ilişkilerimizde yaptığımızı ve uyguladığımızı zannettiğimiz zamanlar da aslında bencilliğimize yenik düşüp,egoist tavırlarla "..hep ben fedakarlık ettim,hep ben hep ben..." vb. söylemlerde bulunanları belki kendimizde belki çevremizde duymuyormuyuz Allah aşkına.
Kısaca bu güzel kavramları idrak ederek yaşamımızda uygulayabilenlerden olalaım inşallah.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder